
Migren Tedavisi
Migren Nedir?
Migren, tekrarlayan ve genellikle bir başın bir tarafında şiddetli zonklayıcı ağrı ile karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Migren sadece baş ağrısından ibaret değildir; birçok hastada mide bulantısı, kusma, ışığa ve sese hassasiyet gibi semptomlar da eşlik eder. Migren atakları saatler veya günler sürebilir ve kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Migren Çeşitleri:
1.Auralı Migren: Atak başlamadan önce görsel, duyusal, dilsel veya motor değişikliklerle kendini gösterir. Örneğin, bulanık görme, ışık çakmaları, karıncalanma hissi.
2.Aurasız Migren: Görsel veya diğer duyusal belirtiler olmadan ortaya çıkar.
3.Kronik Migren: Ayda 15 gün veya daha fazla süren migren ataklarıyla karakterizedir.
Migrenin Nedenleri:
•Beyindeki kan damarlarının genişlemesi ve inflamasyon
•Sinirsel iletim sorunları
•Genetik yatkınlık
•Hormonal değişiklikler (ör. menstrüasyon, menopoz)
•Stres, uyku düzensizlikleri, bazı gıdalar (çikolata, işlenmiş etler), kafein, alkol
Migren Tedavi Yöntemleri
Migren tedavisinde amaç, atakları hafifletmek, sıklığını azaltmak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi, medikal ve medikal olmayan yöntemleri içerir:
1. İlaç Tedavisi
•Atak Tedavisi (Ağrıyı durdurma):
•Triptanlar: Beyindeki damarların genişlemesini engelleyerek migren ağrısını hızlıca hafifletir.
•NSAID’ler (Nonsteroid Antiinflamatuar İlaçlar): İbuprofen, naproksen gibi ağrıyı azaltır.
•Antiemetikler: Mide bulantısını hafifletmek için kullanılır (ör. metoklopramid).
•Önleyici Tedavi (Migren sıklığını azaltma):
•Beta blokerler: Propranolol gibi ilaçlar, migren sıklığını azaltabilir.
•Antidepresanlar: Amitriptilin gibi bazı antidepresanlar migren önlemede etkilidir.
•Antiepileptik ilaçlar: Topiramat gibi ilaçlar, migreni önlemek için kullanılabilir.
•Botulinum toksin (Botoks): Kronik migren hastalarında etkili bir yöntemdir.
2. Fiziksel ve Alternatif Tedaviler
•Akupunktur: Migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.
•Biyo-feedback terapisi: Stres yönetimini öğreterek migreni kontrol altına alabilir.
•Masaj terapisi: Kas gerginliğini azaltarak migreni hafifletebilir.
•Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri: Tetikleyici gıdalardan kaçınmak, düzenli uyku ve egzersiz.
3. Oksipital Sinir Blokajı
•Şiddetli ve tedaviye dirençli migren vakalarında, sinir blokajları kullanılabilir.
4. Cerrahi Yöntemler
•Bazı dirençli migren vakalarında, cerrahi sinir dekompresyonu yapılabilir.
Osteopatinin Migren Tedavisindeki Rolü
Osteopatik tedavi, migren tedavisinde yardımcı ve tamamlayıcı bir yöntem olarak önemli bir yer tutar. Osteopatlar, vücudun mekanik, nörolojik ve dolaşımsal fonksiyonlarını optimize ederek, migren ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmayı hedefler.
Osteopatinin Migren Tedavisine Yaklaşımı:
1.Kraniyosakral Terapi:
•Beyin-omurilik sıvısının dolaşımını ve kafatası kemiklerinin hareketliliğini düzenlemeyi amaçlar.
•Kraniyosakral tedavi, migren semptomlarının hafiflemesinde etkili bir yöntemdir.
2.Fasya ve Kas Gevşetme Teknikleri:
•Osteopatlar, baş, boyun ve omuz bölgesindeki kaslardaki gerginliği azaltarak, sinirlerin üzerindeki baskıyı hafifletebilir.
•Özellikle boyun kaslarının rahatlatılması, migren ağrılarının azalmasına yardımcı olur.
3.Postür Düzeltme ve Omurga Hizalama:
•Yanlış postür ve omurga hizalanması, boyun ve kafa bölgesine ekstra baskı yaparak migreni tetikleyebilir. Osteopatlar, omurga hizalamasını düzeltmek için nazik manipülasyonlar uygular.
4.Sinir Sistemi Düzenlemesi:
•Osteopatik tedavi, merkezi sinir sisteminin işleyişini optimize ederek, migren ataklarının daha az şiddetli geçmesini sağlayabilir.
5.Stres ve Gerginliği Azaltma:
•Migrenin en yaygın tetikleyicilerinden biri olan stresin etkilerini azaltmak için osteopatlar, vücudu rahatlatıcı teknikler kullanır.
6.Dolaşımın Düzenlenmesi:
•Migrenin oluşmasında kan dolaşımındaki bozuklukların rolü büyüktür. Osteopati, kan akışını iyileştirerek migreni hafifletebilir.
7.Tetikleyici Nokta Tedavisi:
•Boyun, kafa ve omuz bölgelerindeki tetik noktaların gevşetilmesi, ağrının azalmasına yardımcı olur.
Osteopati ve Migren: Kanıtlar
Araştırmalar, osteopatik tedavinin migrenin sıklığını ve şiddetini azaltmada etkili olabileceğini göstermiştir. Osteopati:
•İlaç tedavisi ile birlikte kullanıldığında etkinliği artırır.
•Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmalarını destekler.
•Özellikle ilaç kullanmak istemeyen hastalar için iyi bir alternatiftir.
Sonuç
Migren, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir rahatsızlıktır. Geleneksel tedavi yöntemleri (ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri) genellikle etkili olsa da, osteopati gibi bütüncül yaklaşımlar migren tedavisinde önemli bir destekleyici rol oynar. Osteopatik tedavi, migrenin temel nedenlerine odaklanarak ağrıyı hafifletebilir, atak sıklığını azaltabilir ve vücudun doğal dengesini yeniden sağlamaya yardımcı olabilir.
BY: cihatseyrek
Hastalıklar
COMMENTS: Yorum yapılmamış

İrritabl Bağırsak Sendromu Tedavisi
İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) Nedir?
İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS), bağırsakların işlevsel bir bozukluğu olup, sindirim sisteminde yapısal bir hasar olmaksızın karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık veya her ikisinin birden görüldüğü bir durumdur. İBS, kronik bir hastalıktır ve bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir.
İBS’nin Nedenleri
İBS’nin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir:
1.Bağırsak Beyin Aksı Bozukluğu:
•Beyin ve bağırsaklar arasındaki sinyal iletişiminin bozulması.
2.Bağırsak Motilitesi Sorunları:
•Bağırsak kaslarının normalden daha hızlı veya yavaş çalışması.
3.Bağırsak Mikrobiyotasındaki Dengesizlik:
•Faydalı bakterilerin azalması veya zararlı bakterilerin artışı.
4.Stres ve Psikolojik Faktörler:
•Stres, depresyon ve anksiyete İBS semptomlarını tetikleyebilir.
5.Gıda Hassasiyetleri:
•Laktoz, gluten veya diğer gıdalara karşı intolerans.
6.Enfeksiyonlar:
•Geçirilmiş bağırsak enfeksiyonları sonrası ortaya çıkabilir (post-enfeksiyöz İBS).
İBS Belirtileri
•Karın ağrısı veya rahatsızlık (genellikle yemek sonrası artar).
•Şişkinlik ve gaz.
•İshal, kabızlık veya bunların dönüşümlü olarak görülmesi.
•Dışkılama sırasında rahatlama hissi veya tam boşalamama.
•Mukuslu dışkı.
İBS Tedavi Yöntemleri
İBS’nin tedavisinde amaç, semptomları yönetmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Tedavi kişiselleştirilir ve altta yatan faktörlere göre düzenlenir.
1. Diyet ve Beslenme Düzenlemeleri
•FODMAP Diyeti: Fermente olabilen karbonhidratların (ör. laktöz, fruktoz) azaltılmasıyla semptomlar hafifletilebilir.
•Lif Alımı: Kabızlık ağırlıklı İBS için çözünür lifler (ör. yulaf, psyllium).
•Gıda Günlüğü: Tetikleyici gıdaların belirlenmesi için.
•Probiyotikler: Bağırsak mikrobiyotasını dengelemek için faydalıdır.
2. Psikolojik ve Davranışsal Tedaviler
•Stres Yönetimi: Yoga, meditasyon ve gevşeme teknikleri faydalıdır.
•Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Stres ve anksiyete ile başa çıkmak için uygulanır.
•Hipnoterapi: Beyin-bağırsak aksını düzenlemeye yardımcı olabilir.
3. İlaç Tedavisi
•Antispazmodikler: Bağırsak kas spazmlarını azaltır (örn. hiyosin, dicyclomine).
•Laksatifler veya Antidiyaretikler: Kabızlık veya ishal ağırlıklı İBS için.
•Antidepresanlar: Sinir sistemindeki ağrı algısını azaltmak için düşük doz trisiklik antidepresanlar veya SSRI’lar kullanılabilir.
4. Alternatif ve Destekleyici Yöntemler
•Bitkisel Tedaviler: Nane yağı kapsülleri bağırsak kas spazmlarını azaltabilir.
•Akupunktur: Stresi azaltarak semptomları hafifletebilir.
5. Fiziksel Aktivite
•Hafif ve düzenli egzersiz, bağırsak hareketlerini düzenleyebilir ve stresi azaltabilir.
Osteopatinin İrritabl Bağırsak Sendromundaki Rolü
Osteopati, İBS tedavisinde bütüncül bir yaklaşım sunar ve semptomları hafifletmede etkili olabilir. Osteopatlar, vücudun mekanik dengesi ile iç organlar arasındaki ilişkiyi değerlendirir ve tedavi eder.
Osteopatik Yaklaşımlar
1.Visseral Manipülasyon:
•Bağırsakların ve çevresindeki dokuların hareketliliğini artırır.
•Sindirim sistemindeki kan akışını ve lenfatik dolaşımı destekler.
2.Sinir Sistemi Desteği:
•Omurga boyunca yapılan hafif manipülasyonlar, beyinden bağırsaklara sinir iletimini optimize eder.
•Stresin neden olduğu sinir sistemindeki dengesizlikleri düzenler.
3.Fasya Serbestleştirme Teknikleri:
•Bağırsakları çevreleyen bağ dokularındaki gerginliği azaltarak organların doğal hareketliliğini destekler.
4.Diyafram ve Solunum Teknikleri:
•Diyaframın hareketini artırarak bağırsakların ritmik hareketlerini destekler.
•Solunum yoluyla stresi azaltır ve beyin-bağırsak aksını düzenler.
5.Pelvik ve Lumbal Dengeleme:
•Pelvis ve bel bölgesindeki mekanik dengesizlikleri düzeltir, bağırsak fonksiyonlarını destekler.
6.Kan Dolaşımı ve Lenfatik Drenajı İyileştirme:
•Osteopatik teknikler, bağırsaklardaki inflamasyonu azaltmaya ve dokuların daha iyi beslenmesine yardımcı olur.
Osteopatinin Etkinliği Üzerine Araştırmalar
•Osteopati, İBS’ye bağlı ağrıyı ve şişkinliği azaltmada etkili bulunmuştur.
•Visseral manipülasyonun, bağırsak hareketliliğini ve semptom kontrolünü desteklediği gösterilmiştir.
•Osteopati, özellikle stres kaynaklı İBS vakalarında, hem fiziksel hem de psikolojik iyileşme sağlar.
Sonuç
İrritabl Bağırsak Sendromu, bireyin yaşam kalitesini düşüren kronik bir durumdur. Tedavi yaklaşımları multidisipliner bir şekilde ele alınmalı, semptomlar bütüncül bir anlayışla yönetilmelidir. Osteopati, vücudun kendini iyileştirme kapasitesini destekleyerek, İBS semptomlarının kontrolünde önemli bir tamamlayıcı tedavi yöntemi sunar. Özellikle stres, postür veya mekanik dengesizliklerle ilişkili vakalarda etkili ve güvenlidir.
BY: cihatseyrek
Hastalıklar
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Psikonöroimmünoloji
Psikonöroimmünoloji, davranış bilimini nörolojik, endokrin ve bağışıklık süreçleriyle harmanlayan büyüyen bir çalışma alanıdır. Zihin ve beden arasındaki çılgınca büyüleyici kesişme noktasındadır.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Parietal Osteopati
Paryetal osteopati tipik olarak kasların, eklemlerin, kemiklerin, bağ dokularının (kıkırdak, bağlar ve tendonlar) ve fasyalarla ilgili problemleri çözmeye odaklanır. Kas iskelet sisteminden kaynaklanan ağrı ve disfonsiyonların tedavisinde kullanılır. Kısıtlanmış veya kilitlenmiş eklemlerin fizyolojik hareket açıklığını düzelterek eklemlerin serbestleştirilmesine ve ağrının azaltılmasına yardımcı olur.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Visseral Osteopati
Visseral Osteopati: Prensipleri, Uygulamaları ve Bilimsel Temelleri
Visseral osteopati, osteopatinin spesifik bir dalı olup iç organlar (visseralar) ve bunların hareketliliği ile ilgilenir. İç organların çevresindeki dokularla uyumlu bir şekilde hareket etmesi, vücudun genel sağlığı üzerinde önemli bir rol oynar. Visseral osteopati, bu hareketliliği inceleyerek, disfonksiyonları düzeltmeyi ve hastanın semptomlarını hafifletmeyi amaçlayan bir manuel terapi yöntemidir. Bu makalede, visseral osteopatinin temel prensipleri, uygulama alanları ve bilimsel kanıtları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Visseral Osteopatinin Prensipleri
Visseral osteopatinin temelinde osteopatinin üç ana prensibi yer alır:
1.Vücudun bir bütün olarak çalışması:
İç organların hareketliliği, sinir sistemi, dolaşım sistemi ve bağ dokusu ile bağlantılıdır. Bir organdaki hareket kısıtlılığı, çevre dokulara yayılarak kas-iskelet sistemi sorunlarına neden olabilir.
2.Strüktür ve fonksiyon ilişkisi:
Organların anatomik pozisyonları ve bağ dokuları üzerindeki kısıtlamalar, fizyolojik işlevlerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, bağırsaklardaki yapışıklıklar, sindirim sorunlarına yol açabilir.
3.Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmaları:
Osteopatlar, vücudun doğal iyileşme süreçlerini desteklemeyi hedefler. Visseral osteopati, organların hareketlerini normale döndürerek bu süreçlere katkıda bulunur.
Uygulama Alanları
Visseral osteopati, çeşitli hastalıklarda ve durumlarda kullanılabilir:
1. Sindirim Sistemi Bozuklukları
•Reflü, gastrit, kabızlık ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi sorunlarda visseral osteopati etkili olabilir. İç organlara yapılan manuel mobilizasyon, kan akışını artırarak ve vagus sinirini uyararak sindirim işlevlerini destekleyebilir.
2. Kadın Sağlığı
•Menstrüel ağrılar, endometriozis ve pelvik taban disfonksiyonlarında kullanılabilir. Özellikle pelvik bölgedeki yapışıklıklar ve organ hareketliliği sorunları üzerine çalışılır.
3. Cerrahi Sonrası Rehabilitasyon
•Ameliyat sonrası oluşan yapışıklıklar ve skar dokuları organların hareketliliğini kısıtlayabilir. Visseral osteopati, bu yapışıklıkları azaltarak hastanın hareket kabiliyetini ve konforunu artırabilir.
4. Kas-İskelet Sistemi Ağrıları
•Visseral organlardaki disfonksiyonlar, sırt ağrısı, bel ağrısı veya boyun ağrısı gibi muskuloskeletal şikayetlere yol açabilir. Örneğin, karaciğerin hareketliliğindeki sorunlar sağ omuz ağrısına neden olabilir.
5. Stres ve Sinir Sistemi Bozuklukları
•Visseral osteopatinin vagus siniri ve parasempatik sistem üzerindeki etkisi, stresle ilişkili rahatsızlıkların giderilmesinde faydalı olabilir.
Tedavi Süreci ve Teknikler
Visseral osteopati, aşağıdaki adımları içerir:
1.Değerlendirme:
Osteopat, hastanın tıbbi geçmişini alır ve palpasyon yoluyla iç organlardaki hareket kısıtlılıklarını değerlendirir.
2.Manuel Teknikler:
•Mobilizasyon: Organın çevresindeki bağ dokulara hafif baskılar uygulanarak hareketliliği artırılır.
•Manipülasyon: Organın motilitesi (kendine özgü hareketi) restore edilmeye çalışılır.
•Fasya teknikleri: Fasya üzerindeki gerginlik azaltılarak dolaşım ve sinir iletişimi iyileştirilir.
3.Takip ve İzleme:
Tedaviden sonra hastanın semptomları değerlendirilir ve gerekli durumlarda ek seanslar planlanır.
Bilimsel Kanıtlar
Visseral osteopatiyle ilgili bilimsel kanıtlar henüz sınırlıdır. Ancak bazı çalışmalar bu yaklaşımın etkili olabileceğini göstermektedir:
•Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler:
2018 yılında yapılan bir çalışmada, visseral osteopatinin IBS semptomlarını hafiflettiği rapor edilmiştir.
•Kas-İskelet Sistemi Bozuklukları:
2017’de yapılan bir meta-analiz, visseral osteopatinin kronik bel ağrısı tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir.
•Sinir Sistemi ve Stres:
Visseral tekniklerin vagus siniri üzerindeki olumlu etkileri, stresle ilişkili semptomları azaltabileceğini öne sürmektedir.
Sonuç
Visseral osteopati, iç organların hareketliliğini ve çevre dokularla ilişkisini hedef alan etkili bir manuel terapi yöntemidir. Sindirim sistemi bozukluklarından kadın sağlığı sorunlarına kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir. Ancak, bu yöntemin etkinliği konusunda daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır. Klinik uygulamalar sırasında, visseral osteopatinin diğer tedavi yöntemleriyle birleştirilmesi hastaların iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Eğer visseral osteopati ile ilgili daha detaylı bir alana odaklanmak isterseniz, örneğin belirli bir hastalık üzerindeki etkilerini tartışabiliriz.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Craniosacral Osteopati
Kraniyosakral Terapi Nedir?
Kraniyosakral terapi (Craniosacral Therapy, CST), hafif dokunuşlarla vücudun kraniyosakral sistemi üzerindeki ritmik hareketleri değerlendirmeyi ve düzenlemeyi amaçlayan manuel bir terapi yöntemidir. Kraniyosakral sistem; beyin, omurilik, omurga kemikleri (kranium ve sakrum) ile bu yapıları çevreleyen dura mater ve beyin-omurilik sıvısını (BOS) içerir. Terapinin temelinde, bu sistemin düzgün çalışmasının vücudun genel sağlığı için önemli olduğu fikri yer alır.
Terapi sırasında terapist, bu ritmik hareketlerdeki bozuklukları hissederek müdahalelerde bulunur ve vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını desteklemeye çalışır.
Kraniyosakral Terapinin İlkeleri
1.Ritmik Hareketler: Kraniyosakral sıvının doğal ritmik bir hareketle dolaştığı ve bu ritmin terapist tarafından hissedilebileceği öne sürülür.
2.Bütüncül Yaklaşım: Terapistler, vücudun her bölümünün birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bir bölgedeki dengesizliğin genel sağlığı etkileyebileceğini savunurlar.
3.Kendi Kendine İyileşme: Kraniyosakral terapi, vücudun kendi kendini iyileştirme kapasitesini artırmayı hedefler.
Kraniyosakral Terapinin Kullanıldığı Durumlar
Kraniyosakral terapi, genellikle aşağıdaki durumlarda tamamlayıcı veya destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kullanılır:
1. Kas-İskelet Problemleri
•Kronik boyun ve sırt ağrıları.
•Bel ağrısı.
•Postür bozuklukları.
2. Sinir Sistemi Sorunları
•Migren ve baş ağrıları.
•Sinir sıkışmaları (örneğin, siyatik).
•Multipl skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıkların semptomlarının hafifletilmesi.
3. Stres ve Duygusal Bozukluklar
•Anksiyete ve depresyon.
•Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB).
4. Pediatrik Uygulamalar
•Bebeklerde kolik ve uyku sorunları.
•Doğum travması sonrası iyileşme.
5. Diğer Rahatsızlıklar
•Temporomandibular eklem (TME) disfonksiyonu.
•Kulak çınlaması (tinnitus).
•Fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu.
Kraniyosakral Terapinin Bilimsel Temelleri
Kraniyosakral terapinin bilimsel temelleri tartışmalıdır. Bazı mekanizmalar teorik olarak açıklanabilse de, yöntemin etkinliği hakkında yapılan bilimsel çalışmalar kısıtlı ve çelişkilidir.
1. Kraniyosakral Ritmin Mevcudiyeti
•Teori: Terapinin temelinde yer alan “kraniyosakral ritim”, beynin ve omuriliğin çevresinde dolaşan beyin omurilik sıvısının ritmik hareketi olduğu iddia edilir.
•Bilimsel Görüş: Bu ritmik hareket, modern tıbbi cihazlarla henüz objektif olarak ölçülememiştir ve bazı bilim insanları bu ritmin terapistlerin dokunma duyusundan kaynaklanan bir algı yanılması olabileceğini öne sürer.
2. Sinir Sistemi ve Dolaşım Üzerindeki Etkiler
•Teori: Kraniyosakral terapi, otonom sinir sistemini (özellikle parasempatik sistemi) düzenleyerek gevşeme ve iyileşme sağlar.
•Bilimsel Görüş: Parasempatik sistemin aktivasyonunu desteklediği düşünülse de, bu etkinin doğrudan kraniyosakral terapiye atfedilip atfedilemeyeceği net değildir.
3. Biyomekanik Etkiler
•Teori: Terapinin, fasya dokularını gevşeterek vücutta dolaşımı ve hareketi artırdığı öne sürülür.
•Bilimsel Görüş: Fasyal gerilimlerin manuel terapi ile azaltılabildiğine dair bazı bilimsel kanıtlar bulunmaktadır.
4. Placebo Etkisi
Bazı bilim insanları, kraniyosakral terapinin faydalarının büyük ölçüde placebo etkisinden kaynaklandığını savunmaktadır. Ancak placebo etkisi bile birçok hastada belirgin bir rahatlama sağlayabilir.
Kraniyosakral Terapinin Etkinliği Üzerine Araştırmalar
1.Pozitif Bulgular
•Bazı küçük ölçekli çalışmalar, kronik ağrı, migren ve anksiyete semptomlarının kraniyosakral terapi ile hafiflediğini göstermiştir.
•Özellikle çocuklarda kolik ve uyku problemlerinde etkili olabileceği bildirilmiştir.
Sonuç
Kraniyosakral terapi, vücutta denge ve iyileşmeyi teşvik etmeyi amaçlayan bütüncül bir yaklaşımdır. Özellikle stres, kronik ağrı ve fonksiyonel bozuklukların yönetiminde destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir. Ancak bilimsel temelleri ve etkinliği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bu yöntemi kullanmayı düşünen hastalar, özellikle ciddi hastalıklarda, osteopatlar veya sağlık profesyonelleri ile iş birliği yaparak diğer tedavi seçeneklerini de değerlendirmelidir.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Osteopati
Osteopati 1870’li yıllarda Amerikalı bir doktor olan Andrew Taylor Still tarafından geliştirilen tedavi yöntemidir. Dolaşım sisteminin, omurga ve hareket sisteminin doğru düzenlenmesini sağlamak amacı ile uygulanmaya başlanmış bir yöntemdir. Amerika’da ilk osteopati okulu ‘American School of Osteopathy” 1892 yılında Dr. Andrew Taylor Still tarafından kurulmuştur.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış

Kinezyolojik ve Rijit Bantlama
Eklem problemlerinde fonksiyonu arttırmak-ağrıyı kesmek,kas ve diğer yumuşak doku problemlerinde de desteklemek-ağrıyı kesmek ve iyileşmeyi hızlandırmak için kullanılan kinezyolojik bantlama yöntemi özel eğitim gerektiren bir manuel terapi yöntemidir.
BY: cihatseyrek
Genel
COMMENTS: Yorum yapılmamış