Psikonöroimmünoloji
Psikonöroimmünoloji, davranış bilimini nörolojik, endokrin ve bağışıklık süreçleriyle harmanlayan büyüyen bir çalışma alanıdır. Zihin ve beden arasındaki çılgınca büyüleyici kesişme noktasındadır.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış
Parietal Osteopati
Paryetal osteopati tipik olarak kasların, eklemlerin, kemiklerin, bağ dokularının (kıkırdak, bağlar ve tendonlar) ve fasyalarla ilgili problemleri çözmeye odaklanır. Kas iskelet sisteminden kaynaklanan ağrı ve disfonsiyonların tedavisinde kullanılır. Kısıtlanmış veya kilitlenmiş eklemlerin fizyolojik hareket açıklığını düzelterek eklemlerin serbestleştirilmesine ve ağrının azaltılmasına yardımcı olur.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış
Visseral Osteopati
Visseral Osteopati: Prensipleri, Uygulamaları ve Bilimsel Temelleri
Visseral osteopati, osteopatinin spesifik bir dalı olup iç organlar (visseralar) ve bunların hareketliliği ile ilgilenir. İç organların çevresindeki dokularla uyumlu bir şekilde hareket etmesi, vücudun genel sağlığı üzerinde önemli bir rol oynar. Visseral osteopati, bu hareketliliği inceleyerek, disfonksiyonları düzeltmeyi ve hastanın semptomlarını hafifletmeyi amaçlayan bir manuel terapi yöntemidir. Bu makalede, visseral osteopatinin temel prensipleri, uygulama alanları ve bilimsel kanıtları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Visseral Osteopatinin Prensipleri
Visseral osteopatinin temelinde osteopatinin üç ana prensibi yer alır:
1.Vücudun bir bütün olarak çalışması:
İç organların hareketliliği, sinir sistemi, dolaşım sistemi ve bağ dokusu ile bağlantılıdır. Bir organdaki hareket kısıtlılığı, çevre dokulara yayılarak kas-iskelet sistemi sorunlarına neden olabilir.
2.Strüktür ve fonksiyon ilişkisi:
Organların anatomik pozisyonları ve bağ dokuları üzerindeki kısıtlamalar, fizyolojik işlevlerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, bağırsaklardaki yapışıklıklar, sindirim sorunlarına yol açabilir.
3.Vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmaları:
Osteopatlar, vücudun doğal iyileşme süreçlerini desteklemeyi hedefler. Visseral osteopati, organların hareketlerini normale döndürerek bu süreçlere katkıda bulunur.
Uygulama Alanları
Visseral osteopati, çeşitli hastalıklarda ve durumlarda kullanılabilir:
1. Sindirim Sistemi Bozuklukları
•Reflü, gastrit, kabızlık ve irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi sorunlarda visseral osteopati etkili olabilir. İç organlara yapılan manuel mobilizasyon, kan akışını artırarak ve vagus sinirini uyararak sindirim işlevlerini destekleyebilir.
2. Kadın Sağlığı
•Menstrüel ağrılar, endometriozis ve pelvik taban disfonksiyonlarında kullanılabilir. Özellikle pelvik bölgedeki yapışıklıklar ve organ hareketliliği sorunları üzerine çalışılır.
3. Cerrahi Sonrası Rehabilitasyon
•Ameliyat sonrası oluşan yapışıklıklar ve skar dokuları organların hareketliliğini kısıtlayabilir. Visseral osteopati, bu yapışıklıkları azaltarak hastanın hareket kabiliyetini ve konforunu artırabilir.
4. Kas-İskelet Sistemi Ağrıları
•Visseral organlardaki disfonksiyonlar, sırt ağrısı, bel ağrısı veya boyun ağrısı gibi muskuloskeletal şikayetlere yol açabilir. Örneğin, karaciğerin hareketliliğindeki sorunlar sağ omuz ağrısına neden olabilir.
5. Stres ve Sinir Sistemi Bozuklukları
•Visseral osteopatinin vagus siniri ve parasempatik sistem üzerindeki etkisi, stresle ilişkili rahatsızlıkların giderilmesinde faydalı olabilir.
Tedavi Süreci ve Teknikler
Visseral osteopati, aşağıdaki adımları içerir:
1.Değerlendirme:
Osteopat, hastanın tıbbi geçmişini alır ve palpasyon yoluyla iç organlardaki hareket kısıtlılıklarını değerlendirir.
2.Manuel Teknikler:
•Mobilizasyon: Organın çevresindeki bağ dokulara hafif baskılar uygulanarak hareketliliği artırılır.
•Manipülasyon: Organın motilitesi (kendine özgü hareketi) restore edilmeye çalışılır.
•Fasya teknikleri: Fasya üzerindeki gerginlik azaltılarak dolaşım ve sinir iletişimi iyileştirilir.
3.Takip ve İzleme:
Tedaviden sonra hastanın semptomları değerlendirilir ve gerekli durumlarda ek seanslar planlanır.
Bilimsel Kanıtlar
Visseral osteopatiyle ilgili bilimsel kanıtlar henüz sınırlıdır. Ancak bazı çalışmalar bu yaklaşımın etkili olabileceğini göstermektedir:
•Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler:
2018 yılında yapılan bir çalışmada, visseral osteopatinin IBS semptomlarını hafiflettiği rapor edilmiştir.
•Kas-İskelet Sistemi Bozuklukları:
2017’de yapılan bir meta-analiz, visseral osteopatinin kronik bel ağrısı tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir.
•Sinir Sistemi ve Stres:
Visseral tekniklerin vagus siniri üzerindeki olumlu etkileri, stresle ilişkili semptomları azaltabileceğini öne sürmektedir.
Sonuç
Visseral osteopati, iç organların hareketliliğini ve çevre dokularla ilişkisini hedef alan etkili bir manuel terapi yöntemidir. Sindirim sistemi bozukluklarından kadın sağlığı sorunlarına kadar geniş bir yelpazede uygulanabilir. Ancak, bu yöntemin etkinliği konusunda daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır. Klinik uygulamalar sırasında, visseral osteopatinin diğer tedavi yöntemleriyle birleştirilmesi hastaların iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Eğer visseral osteopati ile ilgili daha detaylı bir alana odaklanmak isterseniz, örneğin belirli bir hastalık üzerindeki etkilerini tartışabiliriz.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış
Craniosacral Osteopati
Kraniyosakral Terapi Nedir?
Kraniyosakral terapi (Craniosacral Therapy, CST), hafif dokunuşlarla vücudun kraniyosakral sistemi üzerindeki ritmik hareketleri değerlendirmeyi ve düzenlemeyi amaçlayan manuel bir terapi yöntemidir. Kraniyosakral sistem; beyin, omurilik, omurga kemikleri (kranium ve sakrum) ile bu yapıları çevreleyen dura mater ve beyin-omurilik sıvısını (BOS) içerir. Terapinin temelinde, bu sistemin düzgün çalışmasının vücudun genel sağlığı için önemli olduğu fikri yer alır.
Terapi sırasında terapist, bu ritmik hareketlerdeki bozuklukları hissederek müdahalelerde bulunur ve vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını desteklemeye çalışır.
Kraniyosakral Terapinin İlkeleri
1.Ritmik Hareketler: Kraniyosakral sıvının doğal ritmik bir hareketle dolaştığı ve bu ritmin terapist tarafından hissedilebileceği öne sürülür.
2.Bütüncül Yaklaşım: Terapistler, vücudun her bölümünün birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bir bölgedeki dengesizliğin genel sağlığı etkileyebileceğini savunurlar.
3.Kendi Kendine İyileşme: Kraniyosakral terapi, vücudun kendi kendini iyileştirme kapasitesini artırmayı hedefler.
Kraniyosakral Terapinin Kullanıldığı Durumlar
Kraniyosakral terapi, genellikle aşağıdaki durumlarda tamamlayıcı veya destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kullanılır:
1. Kas-İskelet Problemleri
•Kronik boyun ve sırt ağrıları.
•Bel ağrısı.
•Postür bozuklukları.
2. Sinir Sistemi Sorunları
•Migren ve baş ağrıları.
•Sinir sıkışmaları (örneğin, siyatik).
•Multipl skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıkların semptomlarının hafifletilmesi.
3. Stres ve Duygusal Bozukluklar
•Anksiyete ve depresyon.
•Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB).
4. Pediatrik Uygulamalar
•Bebeklerde kolik ve uyku sorunları.
•Doğum travması sonrası iyileşme.
5. Diğer Rahatsızlıklar
•Temporomandibular eklem (TME) disfonksiyonu.
•Kulak çınlaması (tinnitus).
•Fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu.
Kraniyosakral Terapinin Bilimsel Temelleri
Kraniyosakral terapinin bilimsel temelleri tartışmalıdır. Bazı mekanizmalar teorik olarak açıklanabilse de, yöntemin etkinliği hakkında yapılan bilimsel çalışmalar kısıtlı ve çelişkilidir.
1. Kraniyosakral Ritmin Mevcudiyeti
•Teori: Terapinin temelinde yer alan “kraniyosakral ritim”, beynin ve omuriliğin çevresinde dolaşan beyin omurilik sıvısının ritmik hareketi olduğu iddia edilir.
•Bilimsel Görüş: Bu ritmik hareket, modern tıbbi cihazlarla henüz objektif olarak ölçülememiştir ve bazı bilim insanları bu ritmin terapistlerin dokunma duyusundan kaynaklanan bir algı yanılması olabileceğini öne sürer.
2. Sinir Sistemi ve Dolaşım Üzerindeki Etkiler
•Teori: Kraniyosakral terapi, otonom sinir sistemini (özellikle parasempatik sistemi) düzenleyerek gevşeme ve iyileşme sağlar.
•Bilimsel Görüş: Parasempatik sistemin aktivasyonunu desteklediği düşünülse de, bu etkinin doğrudan kraniyosakral terapiye atfedilip atfedilemeyeceği net değildir.
3. Biyomekanik Etkiler
•Teori: Terapinin, fasya dokularını gevşeterek vücutta dolaşımı ve hareketi artırdığı öne sürülür.
•Bilimsel Görüş: Fasyal gerilimlerin manuel terapi ile azaltılabildiğine dair bazı bilimsel kanıtlar bulunmaktadır.
4. Placebo Etkisi
Bazı bilim insanları, kraniyosakral terapinin faydalarının büyük ölçüde placebo etkisinden kaynaklandığını savunmaktadır. Ancak placebo etkisi bile birçok hastada belirgin bir rahatlama sağlayabilir.
Kraniyosakral Terapinin Etkinliği Üzerine Araştırmalar
1.Pozitif Bulgular
•Bazı küçük ölçekli çalışmalar, kronik ağrı, migren ve anksiyete semptomlarının kraniyosakral terapi ile hafiflediğini göstermiştir.
•Özellikle çocuklarda kolik ve uyku problemlerinde etkili olabileceği bildirilmiştir.
Sonuç
Kraniyosakral terapi, vücutta denge ve iyileşmeyi teşvik etmeyi amaçlayan bütüncül bir yaklaşımdır. Özellikle stres, kronik ağrı ve fonksiyonel bozuklukların yönetiminde destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir. Ancak bilimsel temelleri ve etkinliği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bu yöntemi kullanmayı düşünen hastalar, özellikle ciddi hastalıklarda, osteopatlar veya sağlık profesyonelleri ile iş birliği yaparak diğer tedavi seçeneklerini de değerlendirmelidir.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış
Osteopati
Osteopati 1870’li yıllarda Amerikalı bir doktor olan Andrew Taylor Still tarafından geliştirilen tedavi yöntemidir. Dolaşım sisteminin, omurga ve hareket sisteminin doğru düzenlenmesini sağlamak amacı ile uygulanmaya başlanmış bir yöntemdir. Amerika’da ilk osteopati okulu ‘American School of Osteopathy” 1892 yılında Dr. Andrew Taylor Still tarafından kurulmuştur.
BY: cihatseyrek
Genel / Uzman Fizyoterapist
COMMENTS: Yorum yapılmamış