Baş Ağrısı ve Osteopatik Tedavisi
Baş ağrısı toplumda en sık görülen rahatsızlıklardan biridir. Toplumun genellikle tamamına yakını hayatında en az 1 defa baş ağrısı yaşamaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Baş ağrıları primer(birincil) ve sekonder(ikincil) olabilir.
Baş ağrısının nedenleri nelerdir
Primer baş ağrıları tüm baş ağrılarının %90’nı oluşturur. Bu tip baş ağrılarında allta yatan başka bir neden veya hastalık yoktur. Bu tür baş ağrılarına migren, gerilim ve küme tipi baş ağrıları dahildir.
Migren: Bu hastalık her yaşta görülebilse de, genellikle 20’li ve 50’li yaşlarda daha sık bulgu vermektedir. Çocuklarda görülme oranı %3-5’dir. Hastalarda sıklıkla tek taraflı, zonklayıcı, krizler halinde gelen, çoğu zaman bulanı-kusmanın da eşlik ettiği baş ağrıları izlenir. Baş ağrıları ışık, ses ve fiziksel aktivite ile artabilir. Auralı ve aurasız olmakla iki tipi mevcuttur. Auralı tip hastaların %10’da görülür ve bu zaman baş ağrıları başlamadan önce ön belirtiler olur. Ön belirtiler sıklıkla görme ile ilgili (parlak ışıklar şeklinde çizgiler, görme bozuklukları ve diğer) olsa da, kol-bacakta uyuşma, konuşma bozukluğu ve diğer belirtiler de izlenebilir. Hava kirliliği, sigara dumanı, yükseklik değişiklikleri, uçak yolculukları, doğum kontrol hapları, bazı yiyecek ve içecekler, uyku bozuklukları, aç kalma, yoğun parfum ve diğer kokular, hava durumu, mevsimsel değişiklikler migreni tetikleyebilir. Önemli olan hastanın tetikleyici durumları hastanın farketmesi ve bu durumlardan kaçınmasıdır.
Gerilim tipi baş ağrısı: Genellikle strese bağlı, yavaş başlangıçlı olup, kafanın arka kısmından başlayıp zamanla artar ve kafanın her tarafını tutar. Gerilim tipi başağrısı çoğunlukla hafif-orta şiddette şakak bölgesinde olur.
Küme tipi baş ağrısı: Bu başağrıları sıklıkla mevsimsel olup (ilkbahar-sonbahar) çok şiddetli ağrılardır. Diğer baş ağrısı tiplerine kıyasla erkeklerde daha sık rastlanır. Bu baş ağrıları genellikle günün aynı saatlerinde başlar ve sıklıkla da tektaraflı olur. Ağrı olan tarafda göz kızarması ve yaşarması da izlenebilir.
Sekonder baş ağrıları ise tüm baş ağrılarının %10’nu oluşturur. Bu grupta beyin damar hastalıkları, beyin tümörleri, sinuzit, göz hastalıkları, tansiyon ve diğer hastalıkların bir bulgusu olarak baş ağrısı olabilir.
Beyin damar hastalıkları ve beyin tümörlerinde baş ağrısı intrakranial (kafa içi) basınç artışı sonucunda gelişir. Bu baş ağrıları içerisinde özellikle vurgulanması gereken anevrizma kanamalarına bağlı olan kanamalardır. Bu ağrıları hastalar ‘hayatımda yaşadığım en şiddetli ağrı’ şeklinde tarif edebilirler. Beyin damar hastalıkları ve beyin tümörlerine bağlı baş ağrıları olan hastaların diğer nörolojik bulguları da olabilir. Bu hastalarda, kol ve bacaklarda kuvvetsizlik, konuşma ve görme bozuklukları ve diğer türlü nörolojik bozukluklar izlenebilir.
Baş ağrısında tedavi
Baş ağrısı tedavisi baş ağrısının nedenine bağlı olarak yapılır. Primer baş ağrılarında medikal tedavi (ilaç tedavisi) yapılır. Sekonder baş ağrılarında tedavi ağrının nedenine yönelik yapılmalıdır. Beyin damar hastalıkları ve tümörlerinde cerrahi tedaviler düşünülebilir.
Algolojik tedavi
Sinir blokajları
Botox
Spheno-Palatin ganglion blokajı
Tetik nokta enjeksiyonları
Osteopati – Manuel terapi
Vertebral yapıların, kaburgaların ve sinir sistemindeki rahatlaması sonucunda dolaşım sistemindeki basıncın azalmasıyla yetersizlik ortadan kalkar. Bu rahatlama kafa içi basıncı, beyin-omurilik sıvısının (BOS) akışkanlığının artması demektir. Thorakal de costo-vertebral eklem ve servikalde unko-vertebral eklemlerin komşuluğunda ilerleyen sempatik zincirin regüle edilmesi. Sinir sisteminin rahatlamasıyla birlikte oluşan vasküler basıncın azalmasına yol açar. Osteopatik manuel tedavi sonrasında omurga ve kostal kavşakların konumunu normalleştirir ve böylece damarlardaki kan basıncı azalır, sinir sistemine olan etki de azalacağından baş ağrısında rahatlama sağlayacaktır.
Baş ve boyun kaslarından gelen nocioceptif afferent uyaranlar sonucu trigeminal sinir çekirdeklerine gelen nöral sinyallerin oluşturduğu etkiler. Bu kaslarda bulunan tetik noktalardan gelen uyarılar, devamlılık arz ettiği sürece aşırı duyarlılık nöral sistem etkisinin yanı sıra vasküler etki de yapmaktadır. Bu uyaranların ortadan kaldırılması baş ağrısında azalmayı sağlayacaktır.
Osteopatik manipulatif tekniklerin trigeminal nukleus caudalis’e olan etkisinin ağrıyı azaltıcı etkilerini tespit edilmiştir. Yapılan manupilatif tekniklerin otonom sinir sistemi üzerinde düzenleyici etkisinin olduğunu bilinmektedir.
Baş ağrısı tedavisinde, omurga manipulasyonları, kas teknikleri, yumuşak doku ve fasyal tekniklerin oldukça faydalı olduğuna dair birçok çalışma mevcuttur.
Fizik Tedavi
Elektirik stimülasyonu, biofeedback, yoga, masaj terapisi ve bilişsel davranış terapisi gibi yöntemler baş ağrısı semptomlarının önlenmesinde faydalı olabilir. Sıcak veya soğuk paketler uygulamak veya sıcak duşun akışını boynun arkasına yönlendirmek bazı durumlarda ağrıyı hafifletebilir.
Düzenli egzersiz yapmanın da baş ağrısının azalmasında rolü vardır.
cihatseyrek
Hastalıklar
COMMENTS: Yorum yapılmamış