Craniosacral Osteopati

Craniosacral Osteopati

Kraniosakralosteopati öncelikle, kafatası içindeki anatomik ve fizyolojik mekanizmaların incelenmesi ve hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için bir tanı ve tedavi yöntemleri içeren bir sistem de dahil olmak üzere bir bütün olarak vücutla olan ilişkileri ile ilgilidir. Başın ve diğer vücut kısımlarının somatik işlev bozukluğunu tedavi etmek için kullanılır.

Kraniosakral osteopati’nin önemli bir bileşeni, kranial kemiklerin, sakrumun, dural zarların, merkezi sinir sisteminin ve beyin omurilik sıvısının hareketi olarak ortaya çıkan birincil solunum mekanizmasıdır. Birincil solunum mekanizması, vücuttaki 2 fazlı ritmik bir döngü olan kraniyal ritmik dürtü ile eşzamanlıdır, bu da eylemin her aşaması ile dinamik bir metabolik değişimi temsil eder. Kranial osteopati, başın ve vücudun geri kalanının somatik işlev bozukluklarını ele almak için manuel kuvvetin nazikçe uygulanmasını içerir, daha sonra birincil solunum mekanizmasının manipülasyonu ile hastayı etkiler.

Önemli bir kraniyal osteopati tekniği dördüncü ventrikül (CV-4) tekniği, doku ve sıvının hareketini arttırır ve kafatasının dikişlerinin manipülasyonu yoluyla otonomik yanıtın esnekliğini geri yükler. Bu tekniği gerçekleştirmek için, operatör kafatasının oksiputunun yanal açılarına yaklaşır. Bu eylem, beyin omurilik sıvısını doğal kanallardan dağıtan ve genel olarak vücudun doku sıvılarını düzenleyen zemini ve tavanını yaklaşık olarak dördüncü ventrikülün kapasitesini azaltır. Dördüncü ventrikül tekniğinin, sempatik sinir sisteminin tonunu azaltabilen ve sıvı değişimini artırabilen rahatlatıcı etkilere sahip olduğu klinik çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Kranial osteopati tedavisi sonrası otonom sinir sistemi fonksiyonlarında, kan akış hızı ve görsel fonksiyondalardaki değişiklikler çalışmalar ile gösterilmiştir.